Kur’an’ın Hitap Tarzı: İskat ve İsbât

Kur’an’ın Hitap Tarzı: İskat ve İsbât

Giriş
Kur’an-ı Kerim, sadece bir kitap değil; ilahi kelamın insan aklına, kalbine ve vicdanına yönelik hikmetli bir hitabıdır. O, insanı ikna eden değil, irşad eden, zorlayan değil, delil ile susturan (iskat eden) ve ardından hakikati beyan eden (isbat eden) bir ilahi kelam mucizesidir.
Kur’an’ın üslûbunda bu iki yön—iskat ve isbat—birbirini tamamlayan iki hakikat gibidir: biri batılı yıkmak, diğeri hakkı inşa etmek içindir.

1. İskat: Batılı Susturma ve Yanlışı Düşürme Üslûbu

Kur’an, inkârcıların zayıf delillerini çürütmek, batıl iddialarını geçersiz kılmak için sıkça “iskatî hitap tarzı” kullanır. Bu tarzda Kur’an, muhatabının yanlış anlayışını önce ortaya koyar, sonra onun içindeki çelişkiyi açığa çıkararak susturur.
a) Allah’a Ortak Koşanların Susturulması
“Yoksa, Onu (Muhammed) uydurdu mu diyorlar? De ki: Eğer sizler doğru iseniz Allah’tan başka, gücünüzün yettiklerini çağırın da (hep beraber) onun benzeri bir sûre getirin.”
(Yûnus, 10/38)
Bu ayet, müşriklerin batıl ilah anlayışını delille çürütür (iskat). Putların ne fayda ne zarar verebildiğini mantıkî bir ispatla gösterir.
Bir diğer ayette:
“Onlara: ‘Gökleri ve yeri kim yarattı?’ diye sorsan mutlaka ‘Allah’ derler. De ki: ‘Andolsun ki onlara: Gökleri ve yeri kim yarattı? diye sorsan, elbette «Allah’tır» derler. De ki: Öyleyse bana söyler misiniz? Allah bana bir zarar vermek isterse, Allah’ı bırakıp da taptıklarınız, O’nun verdiği zararı giderebilir mi? Yahut Allah, bana bir rahmet dilerse, onlar O’nun bu rahmetini önleyebilirler mi? De ki: Bana Allah yeter. Tevekkül edenler, ancak O’na güvenip dayanırlar.”
(Zümer, 39/38)
Bu, Kur’an’ın iskatî hitabının zirvesidir. Zira inkârcıyı kendi ikrarı üzerinden susturur. Cevap kendi ağızlarından alınır; sonra o cevabın mantıki sonucu karşılarına konur.

b) Dirilişi (Haşri) İnkar Edenlerin Susturulması
“Kendi yaratılışını unutarak bize bir örnek getirdi ve dedi ki: ‘Şu çürümüş kemikleri kim diriltecek?’
De ki: ‘Onları ilk defa yaratan diriltecektir. O, her yaratmayı hakkıyla bilendir.’”
(Yâsîn, 36/78-79)
Burada Kur’an önce inkârcının sorusunu tasvir eder (iskat için zemin hazırlar), sonra yaratılış deliliyle cevap verir (isbat eder).

2. İsbât: Hakikatin Delil ile Ortaya Konması

Kur’an, iskatla batılı susturduktan sonra, isbat ile hakikati kalplere yerleştirir. Kur’an’ın isbat üslûbu; tefekkür, kıyas, temsil ve nazar yoluyla aklı ve kalbi aydınlatır.
a) Allah’ın Birliği Üzerine İsbât
“Eğer yerde ve gökte Allah’tan başka ilahlar olsaydı, ikisinin de düzeni bozulurdu.”
(Enbiyâ, 21/22)
Bu ayet, tevhidin mantıkî isbatıdır. Birden fazla ilahın varlığının nizamı bozacağı deliliyle Allah’ın birliği aklen isbat edilir.
b) Haşrin İsbâtı
“Ey insanlar! Öldükten sonra dirilme konusunda en küçük bir şüpheniz varsa, şunu bilin ki, biz sizi başlangıçta topraktan, sonra bir nutfeden, sonra rahim cidârına yapışan bir hücreden, sonra esas unsurlarıyla yaratılışı tamamlanmış ama bütün azalarıyla henüz tamamlanmamış bir çiğnem et görünümünde bir ceninden yarattık ki, size kudretimizi gösterelim. Dilediğimizi rahimlerde belli bir süreye kadar bekletir, sonra sizi bir bebek olarak dünyaya çıkarırız. Sonra güçlü kuvvetli çağınıza ulaşmanız için sizi besleyip büyütürüz. İçinizden kimi erkenden, hatta çocuk yaşta ölür. Kimi de ömrün en düşkün çağına kadar yaşatılır da, daha önce bazı şeyler öğrenmişken artık hiçbir şey bilmez hâle gelir. Ayrıca yeryüzünü de kupkuru ve ölü bir halde görürsün; fakat biz üzerine yağmur indirdiğimizde o, kıpırdanır, kabarır, her türden göz alıcı, gönül açıcı bitkiyi erkekli-dişili bitirir.”
(Hacc, 22/5)
Burada insanın yaratılış merhaleleri gösterilerek, yeniden dirilişin imkânı ve Allah’ın kudreti isbat edilir.
c) Vahyin Hak Oluşunun İsbâtı
“Bu Kur’an Allah’tan başkası tarafından uydurulmuş bir şey değildir. Ancak kendinden öncekini doğrulayan ve o Kitab’ı açıklayandır. Onda şüphe yoktur, o âlemlerin Rabbindendir.”
(Yûnus, 10/37)
Bu ayet, Kur’an’ın ilahi kaynağını isbat eder. Çünkü hem önceki kitaplarla mutabık, hem de onların tahrif edilen kısımlarını tashih eden bir hitap tarzına sahiptir.

3. Tarihten İskat ve İsbât Örnekleri
a) Hz. İbrahim’in (Aleyhisselâm) Nemrud’la Münazarası
“İbrahim dedi ki: ‘Rabbim diriltir ve öldürür.’ Nemrud dedi ki: ‘Ben de diriltirim ve öldürürüm.’
İbrahim dedi ki: ‘Şüphesiz Allah, güneşi doğudan getiriyor; sen de onu batıdan getir bakalım!’
Bunun üzerine inkârcı şaşırıp kaldı.”
(Bakara, 2/258)
Burada İbrahim Aleyhisselâm önce Nemrud’un yanlış kıyasını iskat eder, ardından Allah’ın kudretini isbat eden açık bir delille onu susturur.
b) Hz. Musa’nın Firavun’la Münazarası
“Firavun dedi ki: ‘Âlemlerin Rabbi de nedir?’
Musa dedi ki: ‘O, göklerin, yerin ve ikisi arasındakilerin Rabbidir. Eğer kesin inanıyorsanız.’”
(Şuarâ, 26/23-24)
Hz. Musa burada Firavun’un “Rablık iddiasını” ilahi nizam deliliyle iskat eder ve Allah’ın rububiyetini isbat eder.

4. Kur’an Üslûbunun Hikmeti
Kur’an’ın iskat ve isbat tarzı, hem aklı hem kalbi ikna eden cihan-şümul bir hitap biçimidir.
• İskat, batılı susturur; nefsi kibirden arındırır.
• İsbât, kalbi nurla doldurur; hakikate teslim eder.
Böylece Kur’an, evvelâ batılı reddeder, sonra hakkı isbat eder. Çünkü hakikatin tecellisi, evvelâ menfîlerin izalesiyle olur.

Sonuç
Kur’an’ın hitap tarzı, belâgatın zirvesi olan bir dengeye sahiptir. O, aklî delil ile susturur, kalbî delil ile ikna eder.
Bir tarafta iskat ile batılın kökünü keser, diğer tarafta isbat ile iman ağacını kalplerde yeşertir.
Bu sebeple Kur’an’ın üslûbu yalnızca tarihî bir hitap değil, kıyamete kadar sürecek bir irşad metodudur:
Batılı susturur, hakkı konuşturur.

Hazırlayan: Mehmet Özçelik – www.tesbitler.com
22/10/2025

Loading

No ResponsesEkim 23rd, 2025